Bir pazarlik hususunda iki kisinin arasina girip onlari uzlastirdigini görmek, iyi huylu, iyi niyetli bir kisi oldugunuza ve arkadaslarinizla ve esinizle iyi geçinip mutlu bir hayat yasadiginiza delalet eder.

- Alacakaranlık
- Apış arası
- Araba
- Araba vapuru
- Arabistan inciri
- Arabistan kirazı
- Arabozucu
- Arabulucu
- Aracılık etmek
- Arafat'ta vakfeye durmak
- Arafat dağı
- Araf suresi
- Aramak
- Aranmak
- Arap
- Arap olmayan kimse
- Arap tavşanı
- Arazi
- Arazoz
- Ara bulmak
- Ashab-ı kehf (mağara arkadaşları)
- At arabası
- Bacak arası
- Baharat
- Bakara suresi
- Baraj
- Baraka
- Baras
- Bebek arabası
- Benzi sararmak
- Bir araya gelmek
- Bozuk para, bozukluk
- Çalpara
- Cankurtaran
- Çocuk arabası
- Dalak (kara petek) balı
- Darağacı
- Daralma
- Daralmak
- Dokuma tarağı
- El arabası
- Faraş
- Garaj
- Gümüş para
- Hara
- Harabe
- Haraç
- Haram
- Haram bir şey
- Harap olmak
- Harar
- Hararet
- Helal - haram
- Izgara
- İlahi aşk şarabı
- İmparator
- İmparatoriçe
- Ocak ızgarası
- Para
- Paralamak
- Paralı kimse
- Paraşüt
- Paravana
- Para basan
- Para basmak
- Para cüzdanı
- Para kemeri
- Peşin para ile veresiye mal almak
- Yara
- Yaralamak
- Yaralama diyeti
- Yaralanma
- Yaralanmak
- Yaramazlık
- Yaramaz söz
- Yaramaz söz söyleyen
- Yarasa
- Yaygara
- Yaygaracı
- Yük arabası
- Saç tarayıcısı
- Safa ile Merve arasında say etmek
- Şah damarının iki tarafında bulunan damarlar
- Sallanarak yürümek
- Sara
- Saraç
- Şarampol
- Şarap
- Şarap fıçısı
- Şarap içmek
- Şarap mahzeni
- Saray
- Sıcak kara balcık
- Sigara
- Sigara ağızlığı
- Sokak arasında dolasan kimse
- Şuara Suresi
- Suretıl Araf
- Suretıl bakara
- Sure 002 bakara
- Sure 007 Araf
- Sure 042 şuara
- Zampara
- Zarafet
- Zarara uğramak
- Zarar etmek
- Zarar ve musibet erişmek
- Zarar / ziyan
- Zımpara
- Kamara
- Kara
- Karabiber
- Karaborsa
- Karaciğer
- Karadeniz
- Karadut
- Karafatma
- Karagöz
- Karakol
- Karamela
- Karanfil
- Karanlık
- Karargah
- Karasevda
- Karasinek
- Karatahta
- Karatavuk
- Karavana
- Kara / kara parçası
- Kasık (bacak arası)
- Katarakt (göz rahatsızlığı)
- Kervansaray
- Kumbara
- Madeni para
- Mağara
- Makara
- Manzara
- Marangoz
- Matara
- Mesarıl-haram
- Meş'ar'il haram
- Meskukat (madeni para)
- Motorlu araç
- Muhasara
- Muhtaçlara iyilik yapmak
- Nakarat
- Nara
- Nara atmak
- Numara
- Tarak
- Tarakçı
- Tarak / taranmak
- Taramak
- Tavan arası
- Teklik / bir numara olmak